Onbinlerce müdavimi olan Rakı Ajandası’nın bu yılki konsepti “Cumhuriyet’in Yeni Yüzyılı”. Bu yıl sınavımız zordu. İçeriklerimiz meşakkatliydi. Çok uğraştık, çok emek verdik.

Bu yıl ajandamızda Cumhuriyet’in geçtiğimiz yüzyılına ait edebiyat, sanat, müzik, rakı ve içki kültüründen gazete kupürleri ve anekdotlar var. Rakı kokteylleri ve meze tarifleri var. “Rakıdan kokteyl olur mu?” demeyin, biz denedik harika oluyor. Ayrıca Feridun Nâdir ajandamız için 120 şarkılık bir “Çilingir Playlist” oluşturdu. Arabesk, pop, caz, alaturka türünden ve birçok dilden şarkılar var. Değerli katkılarıyla Prof. Dr. Arif Verimli, Buket Uzuner, Melis Alphan, Mine Söğüt, Mustafa Avkıran ve Şenay Gürler de ajandamızda. Cumhuriyet tarihi ile ilgili sorular sorduk, onlar da teveccüh gösterip yanıtladılar. .

Sağlıklı, huzurlu, “fikri hür, vicdanı hür” bir yılda yanınızdan ve muhabbetinizden ayırmamanız dileğiyle.

Anason İşleri olarak biz zaten ihtişamlı şeyleri çok severiz. Zeki Müren, Müzeyyen Senar, David Bowie, Freddie Mercury sevmemizden bellidir.

Rakı dünyasının erkeklerin yığıldığı loş meyhanelere değil kadınların sözünün geçtiği rengarenk meyhanelere ait olduğunu biliyoruz. Bu yüzden ışıltıyı rakı kültürüne yakıştırırız. Çünkü Türkiye’nin glam hali rakıdır. Meyhanedir.

Bu glam hale uygun bir tasarımcıya rastladık sonra. İrem Sonalp (King Naked). Onu çok sevdik. Sevgimizi kendimize saklamadık. Açıldık. Karşılık bulduk. Ve Glam Rakı projesi böylece çıktı ortaya.

Bakınız şurası manifestomuzdan:

Nedir GLAM RAKI? GLAM RAKI ışıltıdır. Nefasettir… Nefsine hürmet etmektir. Glam rakı zahmet etmektir. Kolay değil bu kadar ışıltılı, görkemli, gösterişli olmak. Kendini beğenmiş olmadan kendini beğenmek. Zahmet ister.

Manifestonun tamamına şuradan bakabilirsiniz.

Glam Rock koleksiyonunu; yani glam kimonolar, kadehler, tabaklar, tişörtler, çantalar ve yepyeni ürünlere buradan bakabilirsiniz. 

Rakı gibi çok çeşitli bir gastronomi dünyası olan içkinin yanında neden çikolata meze olmasın diye düşünürdük hep.

Öyle ya viskinin, konyağın yanında mis gibi oluyor. Rakıda olmuyor ama hakikaten. “Bu haliyle olmuyor” ama tabii.

Sonra bu problemimizi çikolata uzmanı arkadaşımız Gamze Baş’a açtık. Gamze Baş bizi dikkatle dinledi. Rakının Duyusal Çemberi’ni açtı, tekrar inceledi. Düşündü, düşündü. Deneyler yaptı. 

Ve bir dizi nefis çikolata tasarladı meze olarak. İlkini hazırladı bile: Pimpinella. Anasonlu.

Bu mezenin hakikaten devrimci bir yanı var. “Zahmetsiz rakı” faaliyetlerinde bizim nazarımızda leblebinin yeşil eriğin yanına bir “premium meze” olarak ilişti bile.

Buradan satın alabilirsiniz.

Podcast işlerini çok seviyoruz zaten. Hali hazırda deli gibi emek verdiğimiz Cumhuriyet’in Yüzleri: 100 Yılın Rakı Hafızası projemizin full kayıtlarını sadece video değil podcast olarak da yayınlamaya başladık. Düzenli olarak yeni bölümler ekleyeceğiz. Safa Meyhanesi’nin ikinci kuşak işletmecisi Arif Kızıltay, eski Tekel yöneticisi ve araştırmacı Figen Basmacı, sanatçı Cahit Berkay, eski pavyon işletmecisi Mustafa Dağdelen, eski Tekel yöneticisi ve içki tadım uzmanı Mehmet Başkaya. Ve daha niceleri.

Diğer bir podcast işimiz de sponsoru olduğumuz Ege Kayacan ve Metin Solmaz’dan yeni podcast serisi Anasonik Muhabbetler. Bizim podcastimiz diyebiliriz her türlü. Sonuçta programda konuşanlardan biri patronumuz. Bu podcast serisinde Ege Kayacan ve Metin Solmaz her bölüm popüler kültürün ve günlük hayatın ayrıntılarını muhabbetlerine meze yapıyorlar.

Spotify ve tüm platformlara düştü. Hemen dinleyebilirsiniz.

Bizim ekipte eş dost arasında çizgi roman sevmeyen pek bulunmaz. çizgi roman, hele hele avantür çizgi roman zaferi müjdeler. Güzel yapılırsa içinin yağını eritir.

Yıllardır aklımızda olan bu konuyu önce arkadaşımız kıymetli yazar Mahir Ünsal Eriş’e açtık. Dedik ki: “Sapasağlam yazarsın. Daha önce yaptın da. Bize şöyle kötü insanları döven, iyi insanlarla arkadaşlık eden; onlar için çalışan… Böyle maceralar yaşayan, maceralar çözen ama mutlaka anason kokan bir çizgi roman yazsana.”

Mahir “Hımm” dedi önce. Fikrimizi sevdi. Sonra düşündü, düşündü; Ferit Güleç’le konuştu… Ve ABLA’yı yarattılar ikisi.

Çizgi roman daha çıkmadan kadehlerini, tişörtlerini, posterlerini yaptık. ABLA’mızın çok sevileceğini düşünüyoruz. Buradan bakabilirsiniz.

Umuyoruz ki üç vakte kadar bütün kitapçılarda ve anasonisleri.com’da.

Eskiden erkekler rakı içerdi; kadınları yüceltirdi sonra güya. Ortalık abuk subuk “rakı içen kadın” şiirlerinden geçilmezdi.

Erkek mangal yeller kadın bütün işi yapar; pikniğin yıldızı mutlaka erkek olurdu.

Kadınlara dönük minnoş minnoş ürünler, meyhaneler yapılırdı.

Derken yakın zamanlarda beş on yıl öncelerde bir gün; tam olarak hangi gün bilmiyoruz, kadınların tepesi attı. Masaya el koydu. “Açılın ben kadınım” dedi.

Ne güzel oldu.

İşte Anazonlar bu nefasetin destekçisi olmayı hedefleyen yeni kültür projemiz. Kadın & rakı alt kültürünü iletişimde kullanacağız. Aynı zamanda yeni ürünler yapacağız. Bizim şirketteki kadınlar da ilk Anazonlar.

Arel Siviş tasarımı “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” tişörtümüz ilk çok satan ürünümüz. Bu ilgiden cesaretlenip kadeh, bez çanta da yaptık. Şengün Kılıç’ın Kadehlerdeki Dudak İzleri kitabını biliyor musunuz? Bilmiyorsanız hemen şuradan bakın. Şimdi bambaşka ürünler tasarlıyoruz. Sadece ürün tasarlamıyoruz tabii. Henüz netleşmedi hangisi ne zaman olacak ama etkinlikler, newsletter, dergi, kitap çok fikrimiz var. Konuyu kadınlar yönetiyor elbette. Neticede şirketimizin genel müdürü dahil ezici çoğunluğu kadın.

Atatürk 1928’de Sarayburnu’nda bir gün yeni harflerin tanıtım kampanyası esnasında bir “cazbant” seyreder. Harfler üzerine biraz konuştuktan sonra rakısını kaldırıp “Arkadaşlar, bundan sonra kimse bunu gizli saklı içmek zorunda kalmayacak.” der.

Daha neler neler…

Kıymetli tarihçi arkadaşımız Hakan Kaynar’a gittik ve dedik ki: “Bize anason kokulu bir Cumhuriyet tarihi yazabilir misin?”

Hakan projeyi çok sevdi. Çok çalıştı. Çalışıyor.

Raşit Çavaş ve Mesut Ergün editörlük yapıyor. Turan Tanyer’e her adımda danışıyor. 1923’ten itibaren kitapta her sene bir duble oluyor.

Cumhuriyetin 100. Yılı şerefine yaptığımız projelerden sadece bir tanesi. Umarız ki 29 Ekim’e kadar bitecek. Sonra bütün raflarda yerini alacak.

100. yıl şerefine yaptığımız bir proje daha: “Cumhuriyetin Yüzleri: 100 Yılın Rakı Hafızası”.

Cumhuriyet’in Yüzleri, bir sözlü tarih projesidir. Eğlence tarihi, rakı kültürü tarihi açısından çok önemli bir proje olduğunu düşünüyoruz.

Bu yüzden anason kokan cumhuriyet tarihinde önemli kişiler içinden “kayda geçebildiğimiz kadarını kayda geçmek” niyetindeyiz. Her türden tecrübeli, anason dünyasına bir kenarından girmiş insanla konuşuyoruz. Garsonlar, DJ’ler, müzisyenler, ressamlar, yayıncılar, yazarlar, akademisyenler, sahaflar, meyhane sahipleri, eski Tekel çalışanları ile saatlerce konuşuyoruz. Onların saatlerce vaktini alıyor, sorular soruyoruz. Az soruyoruz, ucu açık soruyoruz; çok dinliyoruz. Söz kesmiyoruz, görüştüğümüz insanın anlatabildiği kadar anlatmasını bekliyoruz.

Çıkan sonuçları kitap(lar) haline getiriyoruz. Video yapıyoruz. Yazı yapıyoruz.

Nihai olarak hem zevk içinde koklamalık özetlerden oluşan hem de bütün görüşme dökümlerinden oluşan devasa bir eğlence tarihi arşivi oluşturacağız.

Buradan inceleyebilirsiniz

Farkındaysanız bir süredir Anason İşleri olarak üzüme taktık kafayı. Sosyal medya paylaşımlarımızdan ürünlerimizden görülebilir bu. Son ajandamızın konsepti de üzümdü.

Üzüm çok seviyoruz. Üstelik rakıyı rakı yapan iki ana unsurdan biri üzüm. Rakının alkolü suma üzümden yapılıyor. Ama üzüm denilince rakı akla gelmiyor. Büyük haksızlık bu. Üstelik anasonu da gerçek anason (pimpinella anisum). Oysa anasonlu diğer içkilerin çoğunda kullanılan anason yıldız anason (ya da Çin yıldız anasonu, illicium verum, yıldız biçiminde meyvesi olan, tadı anasona benzeyen bitki).

Üstelik süreç de çok zahmetli. Üzüm gibi zahmetli bir meyve aroması gitmesin diye bir yığın zahmetle damıtılıyor. Sonra hakiki anasonla bir daha damıtılıyor… Pahalı ve zahmetli bir süreç. Ve bu süreç az bilindiği için yeterince kıymet görmüyor. Oysa bakın konyak neredeyse sadece üzümden yapıldığı için pahalı içkiler diyarında ne kadar muteber bir içki.

Ezcümle bütün bunları uzun uzun güzel güzel anlatalım rakıyı diğer içkilerle, üzüm ve anason kardeşleriyle karşılaştıralım istedik. Dayanamadık işin içine iktisat, mitoloji, tarih, siyaset bile soktuk. Nefis bir proje hazırladık. Yine canımız IWSA rehberliğinde; yine çok yazarlı.

Haftada bir göndermeye çalıştığımız e-postalarımızın bazılarıyla çok uğraşıyor olsak da genel olarak satışa dönükler. Satışa dönük bültenler de nahoş şeyler oluyor genellikle. Bu nahoşluğu giderebilmek için ucuna güzellikler bağlayalım dedik.

Afili de bir isim bulduk: Anason İşleri Akademi

387 sayfalık 71 yazarlı Evde Çilingir Sofrası kitabımız

76 sayfalık Şiir Tadında Mezeler Kitabı

74 sayfalık Cumhuriyet'in Yüzleri: 100 Yılın Rakı Hafızası - Arif Kızıltay

Bültenimize abone olan herkese bu kıymetli ve hiç bir yerde para da verseniz bulamayacağınız kitabı Akademi’de bedavaya veriyoruz.

Peki korkmuyor muyuz kitabı alır çıkarsınız listeden diye. Korkmuyoruz. İki sebebi var cesaretimizin. A) Kitaplar güncelleniyor. Sadece üyelerde güncel versiyonlar oluyor. B) Kitaplar ve başka güzellikler eklenecek düzenli. Sadece üyelerimiz faydalanıyor.

IWSA 2021 ve 2022 yıllarında Anason Muhabbetleri düzenledi. Bizim de ufak tefek katkılarımız oldu. Bu muhabbetler bir çeşit “anasona eğilmiş konuşmalar” silsilesi.

Hepsi kıymetli isimlerden çalışılmış güzel konuşmalar. Aslında 2023 için de nefis bir buluşma tasarlanmıştı. Ama maalesef deprem felaketine denk geldiği için iptal edildi.

İşte bu iki nefis etkinliği kitaplaştırıyoruz.

Bunun laboratuvarla ne ilgisi var diyeceksiniz. Haklısınız. Çok ilgisi yok. Ama biraz var. Şöyle ki, Rakı Ansiklopedisi’ni konulara ayırıp başka başka kıymetli tiyatroculara okutup bambaşka bir şekilde belki başka başka ciltler gibi sunmayı düşünüyoruz mesela.

Mesela Mehmet Teoman kitabında Metin Solmaz’ın sorularını Yekta Kopan okudu, Mehmet Teoman’ı Aydoğan Temel. Küçük yaratıcılıklar, renklilikler olsun yapmaya çalışıyoruz işte.

Şengün Kılıç’ın nefis kitabı “Kadehlerdeki Dudak İzleri”ni de Gülsüm Soydan nefis okudu. Her iki kitabımızı da dinlemenizi öneririz. Biz kaç kere okumuş insanlar olarak sıkılmadan dinledik mesela.